Namık Kemal Tıp Dergisi

Primer Glomerülonefritli Hastalarda Demografik, Klinik Özellikler, Sağ Kalimi Etkileyen Özellikler: Tek Tersiyer Merkez Deneyimi [IUYD]
IUYD. Baskıdaki Makaleler: NKMJ-06078

Primer Glomerülonefritli Hastalarda Demografik, Klinik Özellikler, Sağ Kalimi Etkileyen Özellikler: Tek Tersiyer Merkez Deneyimi

Nail Paksoy1, Nail Paksoy2, Sinan Trabulus3, Nurhan Seyahi3, Mehmet Riza Altiparmak3
1Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalioğlu Şehir Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Departmanı
2İstanbul Üniversitesi-cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Departmanı
3İstanbul Üniversitesi-cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nefroloji Departmanı

GİRİŞ ve AMAÇ: Primer glomerülonefritler, birçok farklı alt tipi olan ve önemli bir sağlık sorunu olan nadir bir hastalıktır. Primer glomerülonefriti olan hastalar genellikle tam bir iyileşme elde edemezler. Tipik olarak immünosüpresif tedavi gerektiririr ve sıklıkla son dönem böbrek yetmezliğine (SDBY) ilerleyen hastalığa bağlı ciddi komorbiditeler oluşabilir. Bu çalışma, primer glomerülonefrit hastalarının epidemiyolojik, klinikodemografik özelliklerini ve uzun dönem sonuçlarını araştırmayı amaçladı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmada Ocak 2000-Haziran 2016 tarihleri arasında üniversite hastanemiz nefroloji bölümünde takip ve tedavi edilen primer glomerülonefritli hastaların demografik özellikleri ve şikayetleri ile fizik muayene ve laboratuvar bulguları retrospektif olarak değerlendirildi.
BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 485 hastanın 265'i erkek (%55) ve 220'si kadındı (%45). Ortanca tanı yaşı 38,5 idi (aralık;18-77). En sık biyopsi endikasyonu nefrotik sendromdu (%53,2). En sık histopatolojik tanılar sırasıyla IgA nefriti (%33,2), fokal segmental glomerülonefrit (%31,1) ve membranöz glomerülonefrit (%19,6) idi. Erkek cinsiyet (p=0,01), tanı anında sistemik hipertansiyon (p=0,01), nefrotik düzeyde proteinüri (p=0,001) ve histolojik olarak kresentik glomerülonefrit (p=0,001) varlığı renal sağ kalımı olumsuz etkileyen faktörlerdi. Tanı sonrası ortalama takip süresi 59,1 ± 48,5 aydı. Ortanca genel sağkalım 153 (aralık; 1-197) aydı. SDBY olan hastalarda sağkalım, SDBY olmayanlara göre anlamlı olarak daha düşüktü (p = 0.003). Klinik takipte 48 hasta (%9.9) öldü ve 94 hasta (%19.3) son dönem böbrek yetmezliğine ilerledi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Primer glomerülonefritin etyolojisinin net olarak tanımlanması ve son dönem böbrek hastalığına yol açan faktörlerin belirlenmesi morbidite ve mortaliteyi azaltabilir.

Anahtar Kelimeler: Primer glomerülonefrit, Renal sağkalım, Hasta sağkalımı, immünosüpresif tedavi, son dönem böbrek hastalığı


Demographic, Clinical Features and Factors Associated With Survival In Patients With Primary Glomerulonephritis: Single Tertiary Center Experience

Nail Paksoy1, Nail Paksoy2, Sinan Trabulus3, Nurhan Seyahi3, Mehmet Riza Altiparmak3
1Department Of Medical Oncology, Tekirdag Dr. İsmail Fehmi Cumalioglu City Hospital, Tekirdag, Turkey.
2Department of Internal Medicine, Cerrahpasa Medical Faculty, Istanbul University-Cerrahpasa, Istanbul, Turkey.
3Department of Internal Medicine, Division of Nephrology, Cerrahpasa Medical Faculty, Istanbul University-Cerrahpasa, Istanbul, Turkey.

INTRODUCTION: Primary glomerulonephritis is a rare disease that has many different subtypes and is a significant health problem. Patients with primary glomerulonephritis often do not achieve a complete cure, typically require immunosuppressive therapy, and can have serious co-morbidities due to the disease, which often progresses to end stage renal disease. The current study aimed to investigate the epidemiological, clinicodemographic characteristics and long-term outcomes of primary glomerulonephritis patients.
METHODS: The current study retrospectively evaluated the demographic characteristics and complaints as well as the physical examination and laboratory findings of primary glomerulonephritis patients who were followed-up and treated in the nephrology department of our university hospital between January 2000 and June 2016.
RESULTS: Of the 485 included patients, 265 were male (55%) and 220 were female (45%). The median age at diagnosis was 38.5 years (range;18-77). The most frequent indication for biopsy was nephrotic syndrome (53.2%). The most common histopathological diagnoses were IgA nephritis (33.2%), focal segmental glomerulonephritis (31.1%), and membranous glomerulonephritis (19.6%), respectively. It was observed that male gender (p=0.01), systemic hypertension (p=0.01) at the time of diagnosis, proteinuria (p=0.001) in the nephrotic range, and histological diagnosis of crescentic glomerulonephritis (p=0.001) contributed negatively to renal survival. The mean follow-up duration after diagnosis was 59.1 ± 48.5 months. The median overall survival was 153 (range; 1-197) months. Survival was significantly lower in patients with ESRD compared to those without ESRD (p = 0.003). On clinical follow up, 48 patients died (9.9%), and 94 patients (19.3%) progressed to end stage renal disease.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Clearly defining the etiology of primary glomerulonephritis as well as determining the factors leading to end-stage kidney disease may decrease morbidity and mortality.

Keywords: Primary glomerulonephritis, Renal outcome, Patient survival, immunosuppressive therapy, end stage renal disease




Sorumlu Yazar: Nail Paksoy, Türkiye


ARAÇLAR
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
PubMed
Google Scholar